Gece Yarısı Güneşi - Stephenie Meyer
Gece Yarısı Güneşi kitabı sayesinde Alacakaranlık, yıllar sonra sevenleriyle kavuşuyor. 2005 yılında çıkan ve Stephenie Meyer imzası taşıyan Alacakaranlık kitabı ile birlikte yükselişe geçen serinin devamı niteliğinde. Satış rekorları kıran ve uzun yıllar en çok satanlar listelerinde kalan Alacakaranlık, Yeni Ay, Tutulma ve Şafak Vakti kitaplarında anlatıcı Bella iken bu kez roller değişiyor. Dillere destan imkansız aşk hikayesi Edward Cullen tarafından anlatılıyor.
Gece Yarısı Güneşi Ne Anlatıyor?
İlk dört kitapta göz alıcı vampir ailesinin yaşamı karanlıkta kalıyor ve sorular cevap bulamıyordu. Gece Yarısı Güneşi kitabı senelerdir akılları kurcalayan bu sorulara tek tek bizzat Edward Cullen tarafından cevap veriyor. Cullen Ailesinin alışılagelmişin dışındaki yaşam şekli, aile bireyleri arasındaki ilişkiler gibi birçok detay bulunuyor. Önceki kitaplarda değinilmeyen konuların yanı sıra tekrar niteliğinde olan kısımlar da mevcut.
Meraklı gözlerden uzakta yaşamak isteyen vampir ailesi sakin ve az nüfuslu Forks’a taşınır. Lise öğrencilik hayatını tekrar ve tekrar yaşamakta olan Edward okula yeni gelen kızla tanışır. Akıl okuma yeteneği sayesinde herkesin düşüncelerinden haberdar olsa da Bella isimli yeni öğrencinin zihni kapalı kalır. Ne düşündüğünü bilemediği tek kişiye ilgisi artsa da öldürme dürtüsünü ortaya çıkaran kokusu yüzünden uzak durmaya çalışır. Gizem perdesini aralamaya uğraştığı noktada kader ağlarını örmeye başlar.
Gece Yarısı Güneşi Kitabının Konusu
Kitap sayfaları ilerledikçe yakışıklı vampirin sevgisinin katmanları tüm ihtişamıyla kendini gösteriyor. Liseli bedenine hapsolan 109 yaşındaki Edward, vampir yaşamında bir başına acı çekerken aşkla karşılaşıyor. Sonsuz yaşam ve güzellik getiren vampir hayatı hakkında Edward’ın karamsar bakış açısı ilk kez bu kadar detaylı şekilde işleniyor. Onun için bu ölümsüzlük ruhsuzluk anlamına geldiğinden Bella’yı kendi hayatına sürüklemekten korkuyor. Mümkün olduğunu bile bilmediği bir şekilde önce Bella’dan öldüresiye nefret etse de ardından tüm kaçma çabalarına rağmen aşkın kollarına düşüyor.
Hayatım bitmeyen, değişmeyen bir gece yarısıydı. Benim için her zaman gece yarısı olması bir gereklilikti. Peki, nasıl oluyordu da gece yarısının ortasında bir güneş doğuyordu?
Bella’nın baş döndürücü kokusuna karşı koymaya çalışırken önce ortalıktan kaybolmayı seçip başını alıp gidiyor. Güçsüz bir insan tarafından alt edilmek mantığının sınırlarını zorlayınca ailesinin yanına geri dönüyor. İncitmekten korkarak uzak durma çabasını kırıp geçiren Bella’yı koruma dürtüsü vampiri alt eder. Verdiği iç savaşa rağmen aşka yenik düşer. Kendinden şüphe etmenin insanlara has bir özellik olmadığını gösteren Edward defalarca umutsuzluğa kapılırken hassaslığı şaşırtıyor.
Önceki kitaplarda ele alınmayan meseleler, işin içine Edward’ın sürekli gereğinden fazla düşünmeye meyilli tabiatı girince aydınlığa kavuşuyor. Kurt adam Jacob’a olan merhameti, kardeşleriyle ilişkisi, Bella’ya olan sevgisinin sınırları ve çok daha fazlası Gece Yarısı Güneşi kitabında sizleri bekliyor.